Arka Plan
Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923 yılında kurulmasından bu yana ülke, ekonomik olarak önemli bir ilerleme kaydederek 2023 itibarıyla 1,12 trilyon ABD doları GSYİH ve 13.110 ABD doları kişi başına düşen gelir ile üst orta gelirli bir ülke konumuna ulaşmıştır. Ancak son yıllarda üretkenlik artışı yavaşlamış, belirli sektörlere yönlendirilen krediler ve ulusal para biriminin kullanımını teşvik eden düzenleyici önlemler Lira üzerinde piyasa baskısını artırmıştır. Bu durum, COVID-19 pandemisi ve Ukrayna'daki savaşın getirdiği mevcut kırılganlıklarla birleşerek ekonomik zorlukları derinleştirmiştir. Buna rağmen, Türkiye 2021'de %11, 2022'de %5,5 ve 2023'te %4,5 oranında büyüme kaydederek COVID-19 sonrası toparlanmada güçlü bir performans sergilemiştir. Son dönemde uygulanan makroekonomik politikalar dış dengeyi iyileştirmeye yardımcı olsa da ekonomik kırılganlıklar varlığını sürdürmektedir.
Tarım sektörü, 2023 yılında Türkiye'nin GSYİH'sine %6,2 oranında katkı sağlarken, ülke işgücünün yaklaşık %14,6'sını istihdam etmiştir. 2010-2019 döneminde reel tarımsal GSYİH yıllık ortalama %2,7 büyüme göstermiştir. Son yirmi yılda sağlanan ekonomik kazanımlar, Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık %30'unu yoksulluktan çıkarmasına yardımcı olmuştur. Ancak, 2017'de 6,85 dolarlık üst orta gelirli yoksulluk eşiğine göre hesaplanan çalışan yoksulluk oranı, 2024 itibarıyla %12,9 seviyesinde kalmış ve bu oran nispeten yüksek seyretmektedir. Daha da kaygı verici olan, yoksulluğun azaltılmasına yönelik ilerlemenin son yıllarda durma noktasına gelmesidir. Genel olarak, ekonomik bağlantıları daha zayıf olan ve iklim değişikliği risklerine karşı daha savunmasız konumdaki üst havzalar ve dağlık bölgeler, daha yüksek yoksulluk oranlarına sahiptir ve kırsaldan kentlere doğru süregelen bir dış göç baskısı altındadır.
Türkiye, güçlü ekonomik performansını sürdürürken, kalkınma yolunda iyileştirilmesi gereken bazı alanlara odaklanmaktadır. Parasal yoksulluk oranının görece yüksek olmasının yanı sıra, Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi'nde alt sıralarda yer almaktadır. Nüfusunun %44'ünden fazlası 30 yaşın altında olan Türkiye, genç bir ülke olmasına rağmen genç işsizlik oranı %17,5, genç kadınlar için ise %23,4 ile yüksek seviyededir. Bu durum, kentlerde işsizlik sorununu büyütürken kırsalda çiftçi nüfusunun yaşlanmasına yol açmaktadır. Hızlı demografik büyüme, kentleşme ve sanayileşme sürdürülebilirlik sorunlarını artırırken, verimlilik kazanımları yavaşlamıştır.
İklim değişikliği, tarım sektörünün risklerini artırarak ekstrem hava olaylarının sıklığını yükseltmekte ve su kıtlığı sorununu derinleştirmektedir. Nüfusun %27'si su stresi yaşayan bölgelerde ikamet etmekte olup, bu durum tarımsal üretimi tehdit etmektedir. Türkiye'de tarımsal büyümenin yoksulluğun azaltılmasına katkı sağladığı kanıtlanmış olup, ekonomik dayanıklılığı artırma potansiyeli taşımaktadır. Önerilen proje alanı, yüksek tarımsal büyüme ve yoksulluk oranlarının kesiştiği bir bölge olup, tarımsal kalkınma ve doğal kaynakların verimli kullanımı için daha fazla yatırım gerektirmektedir.
Türkiye ve IFAD, Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesini tasarlarken, 2023 yılında meydana gelen ve 50.000'den fazla can kaybına neden olan depremlerin etkisini dikkate almıştır. Küçük ölçekli üreticiler, hayvan kayıpları, konut yıkımları ve tarımsal altyapının zarar görmesi gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Türkiye, 1982'den bu yana IFAD destekli programlarda aktif rol alarak, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kırsal sorunların aşılmasında başarılı modeller geliştirmiştir.
2023'te tamamlanan Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi (MURAT), kırsal yoksulluğun azaltılması, iklim değişikliğine uyum ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında önemli başarılar elde etmiştir. Önerilen Fırat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi (FIRAT-FNHRP), MURAT'ın temelleri üzerine inşa edilerek, hedeflenen topluluklar ve haneler üzerindeki etkisini artırmayı amaçlayan yenilikçi yaklaşımlar içermektedir.
Projenin Amaç ve Hedefleri
FIRAT'ın amacı, Fırat Nehri havzasının hedeflenen mikro havzalardaki (MC'ler) topluluklarının yoksulluğunu azaltmak olacaktır.
Proje geliştirme hedefleri, hedeflenen mikro havzalarda (MC'ler) kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere küçük ölçekli üreticilerin ve dezavantajlı grupların gelirini ve dayanıklılığını artırmak olacaktır.
Proje, Türkiye'nin 2053 Vizyonu'na doğrudan katkıda bulunmakta ve 12. Ulusal Kalkınma Planı'nda (2024-28) belirlenen afete dayanıklı habitatlar ve sürdürülebilir çevre temalarına doğrudan hitap etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti için en yüksek önceliklerden biri olan depremzedelerin geçim kaynaklarını yeniden canlandırmak, FIRAT Projesi'nin en büyük itici gücü olacaktır. Proje, aynı zamanda Ülke Stratejik Fırsatlar Programı'nda (COSOP) belirlenen sürdürülebilir doğal kaynak yönetiminin yayla tarımsal üretiminin tüm alanlarına yaygınlaştırılması ve yaylaların iklim değişikliğine dayanıklılığının artırılması hedefleriyle tam uyumludur. Ayrıca, IFAD'ın Bağımsız Değerlendirme Ofisi (IOE) tarafından gerçekleştirilen ülke programı ve strateji değerlendirmesi (CSPE) kapsamında elde edilen bilgiler projeye entegre edilmiştir.
Proje Bileşenleri
Bileşen 1: Mikro-Havza Planlaması ve Doğal Kaynakların Yönetimi
Bileşen 1.1: Katılımcı Mikro-Havza Planlaması ve Kapasite Geliştirme
- Orman, mera ve tarım alanlarındaki toprak, su ve arazi kaynaklarının mevcut durumu analiz edilerek erozyon ve arazi bozulmasına karşı önlemler alınacaktır. Katılımcı planlama süreçleriyle köylüler, ekosistem restorasyonu ve iklim değişikliği uyum stratejileri konusunda eğitilecek ve güçlendirilecektir. Ayrıca, deprem sonrası tarımsal altyapının iyileştirilmesi ve en yoksul hanelerin öncelikli olarak desteklenmesi sağlanacaktır. Bu kapsamda, 40 Mikro-Havza Planı (MHP) hazırlanarak sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi faaliyetleri hayata geçirilecektir.
Bileşen 1.2: : Doğal Kaynakların Rehabilitasyonu ve Sürdürülebilir Yönetimi
- Toprak erozyonu, arazi bozulması ve bitki örtüsü kaybını engellemeye yönelik kapsamlı çalışmalar bu bileşen kapsamında gerçekleştirilecektir. Bu çerçevede, ağaçlandırma, bozuk orman alanlarının rehabilitasyonu ve erozyona uğramış alanlarda toprak koruma yapıları inşa edilecektir. Orman fidanlıklarının kapasitesi artırılarak, 90 hektarlık pilot ekosistem restorasyonu projeleri uygulanacak ve mera yönetim planları ile hayvancılıkla ilgili sürdürülebilir çözümler sunulacaktır. Ayrıca, sulak alan altyapısı ve yem üretim makineleri gibi stratejik yatırımlar gerçekleştirilecektir.
Bileşen 2:
Sürdürülebilir Arazi Yönetimi, İklim Dirençli Altyapı, Geçim Kaynakları ve Pazarlara Erişim
Bileşen 2.1: Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dirençli Altyapı
- Bu alt bileşende, küçük ölçekli üreticilerin sürdürülebilir arazi yönetimi ve iklim dirençli altyapıya yatırım yapmalarını teşvik etmek amacıyla eşleştirme hibesi ve faizsiz kredi fırsatları sunulacaktır. Ayrıca, toprak erozyonu ve arazi bozulmasına karşı önlemler alınacak ve üretim, işleme ve pazarlama altyapısı iyileştirilecektir. Gençler ve kadınlar öncelikli olarak desteklenerek kırsal kesimde ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi sağlanacaktır.
Alt Bileşen 2.2: Üretici Örgütlerinin ve Pazarlamanın Güçlendirilmesi
- Bu alt bileşen, kooperatifler ve üretici birliklerinin kapasitelerini artırarak yerel, ulusal ve uluslararası pazarlara erişimlerini kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Üretici örgütlerine yönelik eğitimler, pazar bağlantıları ve coğrafi işaret çalışmaları ile bölgenin tarımsal ürünlerinin değeri artırılacak; küçük ölçekli üreticilerin gelirleri yükseltilecektir. Böylece sürdürülebilir geçim kaynakları oluşturulacak ve bölgesel kalkınma desteklenecektir.
-
Alt Bileşen 2.3: İklim Dirençli Off-Farm Su Altyapısı Yatırımları
- Bu alt bileşen ile, sulama sisteleri kurularak su kullanım verimliliği artırılacaktır. Ayrıca, su kullanıcı birlikleri oluşturulacak ve akıllı sulama teknolojileri desteklenecektir. Hayvancılık için sulak alan altyapısı ve yem üretimi teşvik edilerek tarımsal üretimde iklim direnci artırılacaktır. Bu yatırımlar, özellikle yüksek değerli ürünler üreten çiftçilerin gelirlerine katkı sağlayacak ve bölgedeki tarımsal üretkenliği artıracaktır.
Bileşen 3: Kurumsal Güçlendirme ve Proje Yönetimi
Bu bileşen, OGM, Bölgesel Kalkınma Ajansları ve diğer proje ortaklarının kurumsal kapasitelerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Eğitimler, teknik rehberler ve işbirliği fırsatları sunularak proje faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi sağlanacaktır. İzleme ve Değerlendirme (M&E) sistemi ile proje süreci yakından takip edilecek ve bu sayede hizmet sağlayıcılar aracılığıyla mikro havza planlaması, sulama şemaları ve topluluk kapasite geliştirme çalışmaları sürdürülecektir. Böylece projenin sürdürülebilirliği garanti altına alınacak ve uzun vadeli başarı sağlanacaktır.
Hedef Kitle ve Mikro Havza Seçimi
Ana hedef grup, orman köylerinde yaşayan ve ana geçim kaynağı olarak karma tarım sistemiyle uğraşan küçük ölçekli üreticiler olacaktır. Bu üreticiler, sınırlı üretim varlıklarına sahiptir ve çoğu, depremler nedeniyle ciddi kayıplar yaşamıştır. Özellikle çiftçi olarak kayıtlı olmayan kadınlar ve en yoksul çiftçiler bu süreçten en fazla etkilenen kesimlerdir. Proje, özellikle hassas gruplara odaklanacaktır:
- Geçimlik tarım yapan, çevresel bozulma, iklim olayları ve afetlerden olumsuz etkilenen yoksul kırsal haneler.
- Kadınların ve kadınların reis olduğu hanelerin desteklenmesi.
- İşsiz veya yetersiz istihdam edilen kırsal gençlerin güçlendirilmesi.
En yoksul haneler, gelir düzeyi ve varlık sahipliği kriterlerine göre belirlenecektir. Örneğin: Aylık geliri asgari ücretin iki katından az olanlar veya yeşil kart sahibi haneler,
10 dekardan az araziye sahip olanlar,
10'dan az büyükbaş veya 100'den az küçükbaş hayvanı olanlar,
Su ve sulama tesislerine erişimi bulunmayanlar, hibe desteği almaya hak kazanacaktır.
Mikro havza (MC) seçiminde ise toprak erozyonu ve arazi bozulmasının yüksek olduğu, yoksulluk ve sosyoekonomik kalkınma düzeyinin düşük olduğu bölgeler önceliklendirilecektir. İlk yıl için MC seçiminde, depremlerden en çok etkilenen bölgeler öncelikli olarak değerlendirilecektir.
Proje kapsamında yaklaşık 140.000 kişi veya 40.000 hane sosyal yardımlardan faydalanacaktır. Bu hanelerden 27.000'inin birden fazla proje hizmetinden yararlanması, 13.000'inin ise yalnızca topluluk düzeyindeki müdahalelerden faydalanması öngörülmektedir. Katılımcıların %40'ını kadınlar, %15'ini ise gençler oluşturacaktır.
Çevresel, sosyal ve iklim riskleri ve etki azaltma önlemleri
FIRAT için çevresel ve sosyal kategori Orta olarak önerilmiştir. Proje, kapsamlı bir şekilde genel olarak olumlu çevresel ve sosyal faydalar üretmeyi amaçlamaktadır ve doğaya dayalı toprak erozyonu kontrol faaliyetlerini uygulayacaktır.
Ağaçlandırma, rehabilitasyon, biyolojik çeşitliliğin ve bozulmuş arazilerin rehabilitasyonu ve geçim kaynaklarının dayanıklılığının artırılması için FIRAT'ın temel önceliği olacaktır. Ağaçlandırma için gelir getirici türler ile ekosistem restorasyonuna katlı sağlayacak çeşitli bitki türleri ile oluşturulacak bal ormanı gibi faaliyetler önceliklidir.
Potansiyel sosyal riskler, kadınların, gençlerin ve diğer dezavantajlı kategorilerin ve marjinal grupların proje faydalarından dışlanabileceğini göz önünde bulundurmaktadır. Daha az varlığa ve fırsata sahip bireyleri hedeflemek ve proje Önlemlerine erişimde cinsiyet eşitsizliklerini ele almak için proaktif çabalar gösterilecektir:
Projenin iklim risk kategorisi Orta olarak önerilmiştir. Proje alanındaki iklim değişikliğinin öngörülen etkileri arasında yüzey suyu mevcudiyeti üzerindeki olumsuz etkiler, artan sel olayları, uzun süreli kuraklık ve kuraklık yer almaktadır.
Bu etkilerin tarımsal üretimi bozması ve gıda güvenliğine yönelik bazı tehditler oluşturması bekleniyor, ancak sınırlı, geçici veya yönetilebilir olacak. İklimsel tehlikeler nedeniyle finansal, çevresel ve sosyal düşük performans veya başarısızlık olası değildir. Muhtemel etkiyi göz önünde bulunduran FIRAT, iklime dayanıklı tarım uygulamalarını teşvik edecek ve çiftçilerin kuraklık ve öngörülemeyen yağışlarla başa çıkmalarını sağlamak için su yönetimi ve kullanım verimliliğinin artırılması için destek sağlayacaktır.
Sosyal içermeye büyük önem veren FIRAT, çevresel, sosyal ve iklim risklerini azaltmak için kapsamlı bir Çevresel, Sosyal ve İklim Yönetim Planı (ESCMP) hazırlamıştır.